saplantı

listen to the pronunciation of saplantı
Turkish - English
{i} obsession

I can't understand his obsession with basketball. - Ben onun basketbolla saplantısını anlayamıyorum.

I don't understand his obsession with soccer. - Futbola olan saplantısını anlamıyorum.

fixed idea, fixation, obsession, a bee in one's bonnet, hang-up sabit fikir, fikrisabit, idefiks
crank
fixed idea, idée fixe; obsession
determination
idol
monomania
possession
idee fixe
complex
hobgoblin
fixity
fixation
hobbyhorse
fetish
delusion
bug
a bee in one's bonnet
fixed idea
saplantı haline gelmek
obsess
saplantı haline getirmiş
obsessed
saplantı halinde
one-track
saplantı haline gelmiş
obsessive
saplantı haline getirmek
be obsessed with
cinsel saplantı
erotomania
gereksiz saplantı
(deyim) king charles's head
Turkish - Turkish
Kişinin, etkisinden kendini kurtaramadığı yersiz saçma düşünce, sabit fikir, fikrisabit, idefiks: "Üstadı bu saplantısından kurtarmak kolay olmamıştı."- H. Taner
Kişinin, etkisinden kendini kurtaramadığı yersiz saçma düşünce, sabit fikir, fikrisabit, idefiks
Kişinin bilincini saran kurtulması olanaksız yineleyici düşünce
sabit fikir
saplantı
Favorites