Ben küçük bir kızım, okula gitmiyorum, bana sandalet al, ben evleniyorum.
- I'm a little girl, I don't go to school. Buy me sandals, I'm getting married.
Oğlan tarlada sandaletini kaybetti.
- The boy lost his sandal in the field.
Sıcak havalarda sık sık sandalet giyerim.
- I often wear sandals during warm weather.
Ben birkaç sandalet getirdim.
- I brought some sandals.
“Ben-Hur” and “Spartacus” are two famous sword and sandal films.
The box was made of sandalwood.
- Kutu sandal ağacından yapıldı.
The box was made of sandalwood.
- Kutu sandal ağacından yapıldı.