same as encoding

listen to the pronunciation of same as encoding
English - Turkish

Definition of same as encoding in English Turkish dictionary

write
(İnşaat) yazmak

O, onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır. - That's the computer he used to write the article.

O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz. - He never fails to write to his mother every week.

write
yazı yazma

Kütüphane kitaplarına yazı yazmayın. - Don't write in library books.

Yazı yazmak için bana biraz kağıt verin. - Give me some paper to write on.

write
write in bir metne ilave yapma
write
(fiil) yazmak, kaleme almak, kâğıda dökmek, yazı yazmak; bestelemek, yazarlık yapmak; mektup yazmak
write
yaz

Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın. - You must not write a letter with a pencil.

Visual Basic ile programlar yazabiliyorum. - I can write programs in Visual Basic.

write
{f} bestelemek
write
write down yazmak
write
{f} yazı yazmak: He's learning to write. Yazı yazmayı öğreniyor
write
nothing towrite ome about bahsetmeye değmez
write
{f} yazarlık yapmak
write
{f} (bir şeyi) yazmak: Can you write your name? İsmini
write
{f} (wrote, writ.ten)
write
yazma

Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi. - At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.

Ann, şiir yazmayı sever. - Ann likes to write poems.

write
kaitplik etmek
write
(Sigorta) sigortalamak
write
{f} mektup yazmak

İngilizce bir mektup yazmak böyle kolay değildi. - It was not so simple to write a letter in English.

Judy'ye bir mektup yazmak niyetindeyim. - I intend to write a letter to Judy.

write
teklif etmek
write
yazı ile yermek
write
{f} kâğıda dökmek
English - English
write-
write
same as encoding

    Hyphenation

    same as en·cod·ing

    Turkish pronunciation

    seym äz enkōdîng

    Pronunciation

    /ˈsām ˈaz enˈkōdəɴɢ/ /ˈseɪm ˈæz ɛnˈkoʊdɪŋ/
Favorites