Fakir Japon göçmenler düşük ücretle çalışmaya istekliydiler.
- Poor Japanese immigrants were willing to work for low pay.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Hey! Scott! Faturamı öde!
- Hey! Scott! Pay my bill!
Onun için ne kadar ödedin?
- How much did you pay for him?
Son zamanlarda, ona maaş çekini zamanında vermiyorlar.
- Recently, they have not been giving her her paycheck on time.
İlk maaşın ile ne yapacaksın?
- What are you going to do with your first pay?
Babamın borcunu ödemekten berat edildim.
- I was absolved from paying my father's debt.
Ben bir kredi kartı ile ödemek istiyorum.
- I would like to pay with a credit card.
Bir otel odasına dünya kadar para vermek istemiyorum.
- I don't want to pay through the nose for a hotel room.
Aşk için ödediğimiz bedel bu.
- It's the price we pay for love.
Bir dahaki sefere bunun bedelini ödersin!
- Next time you'll pay for it!
Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor.
- Many people worry about paying their bills.
Faturayı ödemediği için suyu kestiler.
- They shut his water off because he didn't pay the bill.