Stop trying to play me for a fool!
- Beni salak yerine koymaya çalışmayı durdur.
I made a stupid mistake.
- Salakça bir hata yaptım.
You're unbelievably stupid.
- İnanılamayacak kadar salaksın.
You idiots deserve to lose.
- Siz salaklar kaybetmeyi hak ediyorsunuz.
There are a lot of idiots here tonight.
- Bu gece burada bir sürü salak var.
Are you a movie star now? No, silly.
- Sen şimdi bir film yıldızı mısın? Hayır, salak.
I doubt Tom is really that gullible.
- Tom'un gerçekten o kadar salak olabileceğinden kuşku duyuyorum.
Every dumbass with a camera thinks he is a photographer.
- Kameralı her salak, fotoğrafçı olduğunu düşünür.
How come you ate the cucumber, you dimwit? You knew that I wanted to make a cucumber mask!
- Neden benim salatalığımı yedin seni zavallı salak? Salatalıktan maske yapmak istediğimi biliyordun!
Only a halfwit would say something like that.
- Ancak bir salak böyle öyle bir şey söylerdi.