salıncak

listen to the pronunciation of salıncak
Turkish - English
swing

The swing is moving up and down. - Salıncak yukarı ve aşağı hareket ediyor.

Julio is swinging in the hammock that I hung under the old oak tree. - Julio, eski meşe ağacına kurduğum salıncakta sallanıyor.

swing (a device for swinging)
a hammock (used to rock a baby to sleep)
swing; hammock
(Otomotiv) suspension arm
gondol salıncak
swingboat
kayık salıncak a boat-shaped swing
(holding two people)
zincirli döner salıncak
chairoplane
Turkish - Turkish
Küçük çocukları uyutmak için beşik yerine kullanılan ve karşılıklı iki yere iple bağlı bulunan asılı yatak
İki ucundan iki iple yüksek bir yere asılan ve üzerine oturulup sallanılan eğlence aracı: "Salıncağa annesi binmedi, o bindi yalnız."- T. Dursun K. Küçük çocukları uyutmak için beşik yerine kullanılan ve karşılıklı iki yere iple bağlı bulunan asılı yatak
İki ucundan iki iple yüksek bir yere asılan ve üzerine oturulup sallanılan eğlence aracı
kuflan
(Osmanlı Dönemi) ÜRCUHA
banuc
ılıncak
gansura
(Osmanlı Dönemi) ÜRCUCE
beşik salıncak
Bayram yerinde kurulan bir tür salıncak
kayık salıncak
Bayram yerlerinde kurulan kayık biçiminde salıncak
salıncak
Favorites