I promised him to keep it secret.
- Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.
She can never keep a secret.
- O, asla sır saklayamaz.
The boy hid behind the door.
- Çocuk, kapının arkasına saklandı.
Jack hid the dish he had broken, but his little sister told on him.
- Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı.
Hiding from the police, Dima spent the night in a dumpster.
- Polisten saklandığı için, Dima geceyi bir çöplükte geçirdi.
The suspect was hiding out in the mountains for three weeks.
- Şüpheli üç haftadır dağlarda saklanıyordu.
I've got nothing to hide.
- Saklayacak bir şeyim yok.
I have nothing to hide.
- Saklayacak bir şeyim yok.
Fadil drove the car to an abandoned house and stashed it.
- Fadıl arabayı terk edilmiş bir eve kadar sürdü ve oraya sakladı.
Tom ate all the food I had stashed.
- Tom sakladığım bütün yemeği yedi.