Ben denize açılmak istedim.
- I wanted to go sailing.
Tom'un neden gelecek hafta bizimle denize açılmak istemediğini bilmiyorum.
- I don't know why Tom doesn't want to go sailing with us next week.
Yokohama'dan Kobe'ye yelkenli ile gittik.
- We sailed from Yokohama to Kobe.
Tanrı rüzgarı sağlar, ama insanın yelkenleri yükseltmesi gerekir.
- God provides the wind, but man must raise the sails.
Hiçbir yelkenli bundan daha hızlı değildir.
- No sailboat is faster than this one.
Ben hafta sonları sık sık yelkenliyle gezerim.
- I often go sailing on weekends.
Gemi öğleyin hareket edecektir.
- The ship will set sail at noon.
Gemi yarın Honolulu'ya denize açılacak.
- The ship sails for Honolulu tomorrow.
Ben de seninle yelken açmak için sabırsızlıkla bekliyorum.
- I'm looking forward to going sailing with you.
Tom hâlâ Mary ile yelken açmak istiyor.
- Tom still wants to go sailing with Mary.
Tom'la deniz yolculuğuna gitmeyi gerçekten dört gözle bekliyorum.
- I'm really looking forward to going sailing with Tom.
Ben rüzgarın yönünü değiştiremem, ama her zaman benim hedefe ulaşmak için benim yelkenleri ayarlayabilirim.
- I can't change the direction of the wind, but I can adjust my sails to always reach my destination.
O teknenin güzel yelkenleri var.
- That boat has pretty sails.
Ben denize açılmak istedim.
- I wanted to go sailing.
Tom bizimle denize açılmaya gelmek istemiyordu.
- Tom didn't want to come sailing with us.
Let's go for a sail.
We caught three sails today.
It really took the wind out of his sails to know that even if he won the match, he could only place fourth in the tournament.
... For tacking into the wind, he uses triangular sails, ...