Sami was a crooked cop.
- Sami sahtekar bir polisti.
How do I know you're not an imposter?
- Senin bir sahtekar olmadığını nereden bileyim?
Academic fraud may be more common than you think.
- Akademik sahtekarlık muhtemelen düşündüğünden daha yaygın olabilir.
Academic fraud is more common than you think.
- Akademik sahtekarlık düşündüğünüzden daha yaygındır.
Tom is guilty of fraud.
- Tom sahtekârlıktan suçlu.
Academic fraud may be more common than you think.
- Akademik sahtekarlık muhtemelen düşündüğünden daha yaygın olabilir.
The experts decided the document was a forgery.
- Uzmanlar belgenin bir sahtekarlık olduğuna karar verdiler.
You must expose the impostors.
- Sen sahtekarları ortaya çıkarmalısın.
You must unmask the impostors.
- Sahtekarların maskesini düşürmelisin.
Tom is a total phony.
- Tom tam bir sahtekar.
He's lazy and dishonest.
- O tembel ve sahtekar.
Tom said Mary was dishonest.
- Tom Mary'nin sahtekar olduğunu söyledi.
Sami was a crooked cop.
- Sami sahtekar bir polisti.
You must expose the impostors.
- Sen sahtekarları ortaya çıkarmalısın.
You must unmask the impostors.
- Sahtekarların maskesini düşürmelisin.
The experts decided the document was a forgery.
- Uzmanlar belgenin bir sahtekarlık olduğuna karar verdiler.
He charged me with dishonesty.
- Beni sahtekarlıkla suçladı.