sahipsiz olmak

listen to the pronunciation of sahipsiz olmak
Turkish - English
go begging
To be in little or no demand - "Prestige or no prestige, directors' jobs at some companies have actually gone begging"
seek handouts, seek charity, solicit alms; be in little demand
sahip ol
had

I have more money than I had last year. - Geçen yıl sahip olduğumdan daha fazla param var.

He is the only son that we have ever had. - O, şimdiye kadar sahip olduğumuz tek erkek evlat.

sahip ol
got possession of
sahip ol
have

It must be nice to have friends in high places. - Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.

With Windows, you have to have extensions or it won't read your files. - Windows ile eklentilere sahip olmak zorundasın,yoksa o dosyalarını okumaz.

sahip ol
possess

Man is the only animal that possesses language. - İnsan dile sahip olan tek hayvandır.

Dignity doesn't cost anything, but I'm the only one who truly possesses it! - Haysiyet hiç bir ücrete tabi değildir ama buna gerçekten sahip olan tek kişi benim!

sahip ol
get possession of
sahip ol
{f} having

I like having plenty to do. - Yapacak çok şeye sahip olmayı severim.

I count myself lucky in having good health. - İyi bir sağlığa sahip olduğum için, kendimi şanslı sayıyorum.

sahip ol
has
sahip ol
{f} possessed
sahipsiz olmak
Favorites