The president was possessed of great wealth.
Oh, what ridiculous resolutions men take when possessed with fear!.
I have more money than I had last year.
- Geçen yıl sahip olduğumdan daha fazla param var.
I've never had such a large sum of money.
- Ben hiç bu kadar büyük bir paraya sahip olmadım.
With Windows, you have to have extensions or it won't read your files.
- Windows ile eklentilere sahip olmak zorundasın,yoksa o dosyalarını okumaz.
If you are going abroad, it's necessary to have a passport.
- Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.
Honor is the most precious thing we possess.
- Onur sahip olduğumuz en değerli şey.
Dignity doesn't cost anything, but I'm the only one who truly possesses it!
- Haysiyet hiç bir ücrete tabi değildir ama buna gerçekten sahip olan tek kişi benim!
I count myself lucky in having good health.
- İyi bir sağlığa sahip olduğum için, kendimi şanslı sayıyorum.
Not wanting is the same as having.
- İstemek sahip olmakla aynı değildir.