saha'

Turkish - Turkish

Definition of saha' in Turkish Turkish dictionary: (Osmanlı Dönemi) Bak: Seh
saha cumhuriyeti: (Coğrafya) Saha (Yakutya) Cumhuriyeti, Saha Türkçesi: Саха Республиката (Saha Respublikata), Rusya Federasyonu’nu oluşturan federe cumhuriyetlerden biridir. Cumhuriyetin Rusça'da tam adı Respublika Saha (Yakutiye) olarak yazılır.Saha Cumhuriyeti Türkçe'de Yakutistan, Yakutiye biçimlerinde de yazılmaktadır. Cumhuriyet, 3.103.200 km²’lik bir alanı kaplar ve bu alan, Rusya Federasyonu topraklarının beste biridir. Saha Cumhuriyeti, diğer federe cumhuriyetler arasında en geniş topraklara sahip devlettir
SAHA: (Osmanlı Dönemi) Meydan, yer, avlu, geniş yer
saha: Alan: "Futbol sahasının kenarında düşmanlarını seyrediyordu."- S. F. Abasıyanık
saha: Cömertlik, el açıklığı
saha: Alan
saha avantajı: Bir spor karşılaşmasında yarışmanın yapıldığı alanı tanıma ve seyirci desteğine sahip olma imkânı
YEŞİL SAHA: (Hukuk) Şehir imar planlarında üzerinde inşaat yapılması mümkün olmayan ve ileride veya şimdiden park, çocuk parkı vb. hizmet alanı olarak ayrılmış alan
halı saha: Futbol oynanmak üzere zemini halı benzeri özel bir maddeyle kaplı ve etrafı tel örgüyle çevrili alan
orta saha: Futbol, hentbol vb. oyunlarda topun oynandığı sahanın orta bölümü
yabancı saha: Sporcuların daha önce oynamadıkları veya rakip takımla karşılaşma yapmak üzere geldikleri rakip takımın sahası
yabancı saha: Kendi sahasının dışında olan, dış saha
yeşil saha: Futbol sahası

Turkish - English

Definition of saha' in Turkish English dictionary

saha

field

Kate is running in the field now. - Kate şimdi sahada çalışıyor.

I found the field trip very educational. - Saha gezisini çok eğitici buldum.

saha

(Hukuk) scope

saha

zone; area; field, ground, pitch; open space; domain, field

saha

field, area, region, zone

saha

stretch

This is a really lonely stretch of shoreline. - Bu gerçekten kıyı boyunun kasvetli bir sahasıdır.

saha

(Spor) central court

bay

Is there a golf course near here? - Buraya yakın bir golf sahası var mı?

Golf courses are a major cause of water pollution. - Golf sahaları su kirliliğinin başlıca sebeplerinden biridir.

saha

reach

saha betonu

(İnşaat) field concrete

saha cumhuriyeti

republic of sakha

saha dışı

(Spor) out of bounds

saha dışı

(Spor) outside

saha kontrol merkezi

(Askeri) area control centre

saha personeli

(Bilgisayar) field staff

saha talimatı

(İnşaat) field order

saha çizimleri

(İnşaat) shop drawings

saha şartları

(Askeri) battlefield environment

(Spor) formation

(Mühendislik) Field engineer

saha teknik ekibi

Oon-field technical team

saha

pitch

This area is as big as a football pitch. - Bu alan, bir futbol sahası kadar büyük.

Because it had been raining for a couple of days, the pitch was muddy and difficult to play on. - Birkaç gündür yağmur yağdığı için saha çamurluydu ve üstünde oynaması zordu.

saha