Tom performed his duties faithfully.
- Tom görevlerini sadakatle gerçekleştirdi.
I will serve my country faithfully.
- Ülkeme sadakatle hizmet edeceğim.
Faithfulness is a virtue.
- Sadakat bir erdemdir.
How would you define faithfulness?
- Sen sadakatı nasıl tanımlardın?
I question your loyalty.
- Sadakatını sorguluyorum.
I require absolute loyalty of my employees.
- Tüm çalışanlarımdan mutlak sadakat istiyorum.
What bothers him is not the fidelity.
- Onu rahatsız eden sadakat değil.
How do you define fidelity?
- Sadakati nasıl tanımlıyorsun?
I question your loyalty.
- Sadakatını sorguluyorum.
Can I count on your loyalty?
- Ben sadakatine güvenebilir miyim?
What bothers him is not the fidelity.
- Onu rahatsız eden sadakat değil.
How do you define fidelity?
- Sadakati nasıl tanımlıyorsun?
Faithfulness is a virtue.
- Sadakat bir erdemdir.
How would you define faithfulness?
- Sen sadakatı nasıl tanımlardın?
Marriage is a lifelong commitment.
- Evlilik ömür boyu sadakattir.
I will serve my country faithfully.
- Ülkeme sadakatle hizmet edeceğim.
How would you define faithfulness?
- Sen sadakatı nasıl tanımlardın?
I will serve my country faithfully.
- Ülkeme sadakatle hizmet edeceğim.
Faithfulness is a virtue.
- Sadakat bir erdemdir.
I will serve my country faithfully.
- Ülkeme sadakatle hizmet edeceğim.
How would you define faithfulness?
- Sen sadakatı nasıl tanımlardın?