English - English
Definition of sada in English English dictionary
- Always
- lit 'pure, simple,' Avestan texts without Pahlavi commentaries
Turkish - Turkish
Definition of sada in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Susuzluk
- (Osmanlı Dönemi) Bir böcek adı
- (Osmanlı Dönemi) Seda. Ses. Avaz. Savt
- (Osmanlı Dönemi) Yankı
- (Osmanlı Dönemi) Erkek baykuş
- bakınız seda
- (Osmanlı Dönemi) ses
- SADA'
- (Osmanlı Dönemi) Kat'etmek
- SADA'
- (Osmanlı Dönemi) Mevkiine tevcih ve isabet ettirmek
- SADA'
- (Osmanlı Dönemi) Bir şeyi âşikâre söylemek
- SADA'
- (Osmanlı Dönemi) İzhar ve beyan etmek
- SADA'
- (Osmanlı Dönemi) Yarık ve çatlak. Bir şeyi ikiye yarmak
- SADA'
- (Osmanlı Dönemi) Kasd ve teveccüh eyleme
- aksi sada
- (Osmanlı Dönemi) ses yankılanması