sadâkat

listen to the pronunciation of sadâkat
Turkish - English
fidelity

How do you define fidelity? - Sadakati nasıl tanımlıyorsun?

What bothers him is not the fidelity. - Onu rahatsız eden sadakat değil.

faithfulness

Faithfulness is a virtue. - Sadakat bir erdemdir.

How would you define faithfulness? - Sen sadakatı nasıl tanımlardın?

loyalty

I require absolute loyalty of my employees. - Tüm çalışanlarımdan mutlak sadakat istiyorum.

I question your loyalty. - Sadakatını sorguluyorum.

faithfulness

How would you define faithfulness? - Sen sadakatı nasıl tanımlardın?

Faithfulness is a virtue. - Sadakat bir erdemdir.

loyalty

The dictator had the absolute loyalty of all his aides. - Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.

I question your loyalty. - Sadakatını sorguluyorum.

fidelity

How do you define fidelity? - Sadakati nasıl tanımlıyorsun?

What bothers him is not the fidelity. - Onu rahatsız eden sadakat değil.

constancy
loyalism
commitment

Marriage is a lifelong commitment. - Evlilik ömür boyu sadakattir.

devotion
faithfulness, fidelity, loyalty, allegiance, constancy, adherence
faith

How would you define faithfulness? - Sen sadakatı nasıl tanımlardın?

Faithfulness is a virtue. - Sadakat bir erdemdir.

truth
trustiness
obedience
allegiance
trueness
troth
singleness
adherence
fealty
credit
troth
allegiance
faith

Tom performed his duties faithfully. - Tom görevlerini sadakatle gerçekleştirdi.

How would you define faithfulness? - Sen sadakatı nasıl tanımlardın?

staunchness
staunch
singlenuss
faithful

I will serve my country faithfully. - Ülkeme sadakatle hizmet edeceğim.

Tom performed his duties faithfully. - Tom görevlerini sadakatle gerçekleştirdi.

faithfullness
sadakat göstermek
show loyalty
sadakat borcu law loyalty, faithfulness
(which a husband and wife owe each other)
sadakat göstermek
to show loyalty (to)
sadakat yemini
(Askeri) sacramentum
sadakât göstermek
obey
sadakât ile ilgili
devotional
sadakât yemini
oath of allegiance
yüksek sadakat
high fidelity
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) (Sadaka. C.) Sadakalar
İçten bağlılık, sağlam, güçlü dostluk
İçten bağlılık, sağlam, güçlü dostluk: "Vazifemi sadakatle yaptığımdan dolayı memnun olduklarını sanıyorum."- R. H. Karay
(Osmanlı Dönemi) zekatlar, sadakalar
(Osmanlı Dönemi) tam ve mükemmel bağlılık; sağlam ve sarsılmaz kalbi bağlılık
(Osmanlı Dönemi) VELAYET
sadâkat
Favorites