sad, depressing

listen to the pronunciation of sad, depressing
English - Turkish

Definition of sad, depressing in English Turkish dictionary

sob
{f} hıçkırarak ağlamak

O hıçkırarak ağlamaktan vazgeçmeyecek. - She won't stop sobbing.

Orada hıçkırarak ağlamakta olan bir kız çocuğuna rastladım. - I found that there was a little girl sobbing.

sob
{i} hıçkırık

O, kayıp kız hıçkırıklar arasında adını söyledi. - Between sobs, that lost girl said her name.

sob
{f} hıçkır

O, kayıp kız hıçkırıklar arasında adını söyledi. - Between sobs, that lost girl said her name.

Onun kendi yatak odasında hıçkırarak ağladığını duyabiliyordum. - I could hear her sobbing in her bedroom.

sob
ağlarken içini çekme
sob
hıçkıra hıçkıra ağlamak
sob
sob story göz yaşı döktüren kişisel
sob
{f} hıçkırıklara boğulmak
sob
ağlama hıçkırığı
sob
{i} hıçkırıklara boğulma
sob
hüngür hüngür ağlamak
sob
{f} hıçkıra hıçkıra ağlamak, hıçkırmak; hüngür hüngür ağlamak, hüngürdemek
sob
çok içli makaleler yazan kadın gazeteci
sob
{i} hıçkıra hıçkıra ağlama
sob
{f} iç çeke çeke ağlamak
sob
hıçkırır gibi ses çıkarmak
sob
{f} hıçkırmak
sob
{i} hıçkırma

Yatak odasına girerken, hıçkırmaya başladı. - On entering the bedroom, she started sobbing.

English - English
sob
sad, depressing
Favorites