You have to be patient.
- Sabırlı olmak zorundasın.
He has learned to be patient.
- Sabırlı olmayı öğrendi.
Have patience with a friend rather than lose him forever.
- Onu sonsuza kadar kaybetmek yerine, bir arkadaşına karşı sabırlı ol.
Schoolteachers must have a lot of patience with the children.
- Öğretmenler çocuklara karşı çok sabırlı olmalıdır.
We need a lot of patience when we study.
- Çalışırken çok sabıra gerek duyarız.
This sort of work calls for a lot of patience.
- Bu tür iş çok sabır gerektirir.
You just have to be patient.
- Sadece sabırlı olmak zorundasın.
You have to be patient.
- Sabırlı olmak zorundasın.