sabık

listen to the pronunciation of sabık
Turkish - Turkish
Geçen, önceki, eski
Geçmiş, geçen, önceki
(Osmanlı Dönemi) geçen geçen devre geçmiş, daha önce, önceki, evvelki
SABIK
Geçen, önceki, eski: "Yorucu çalışmalar sonunda sabık bakanların ne derece hüner sahibi olduklarını tespit etmiştir."- A. İlhan
SABIK
(Hukuk) Eski, daha önceki, geçen, bir önceki
SÂBIK
(Osmanlı Dönemi) (A) Geçmiş. Önceki
SÂBIK
(Osmanlı Dönemi) Zamanca veya rütbece ileride olan
SÂBIK
(Osmanlı Dönemi) Eskiden işlenmiş suç
sabık
Favorites