Tom plays computer games for hours on end.
- Tom saatlerce bilgisayar oyunları oynuyor.
Sami worked at his father's restaurant, peeling potatoes for hours on end.
- Sami saatlerce durmadan patates soyarak babasının restoranında çalıştı.
They waited for him for hours.
- Onu saatlerce beklediler.
We danced to the music for hours until we were all exhausted.
- Hepimiz tükenene kadar saatlerce müzik eşliğinde dans ettik.