sağa

listen to the pronunciation of sağa
Turkish - English
right

I order you to turn right. - Sana sağa dönmeni emrediyorum

Turn the key to the right. - Anahtarı sağa doğru dönder.

dextro
to the right

I got off at the bus stop and went to the right. - Otobüs durağında indim ve sağa gittim.

The driver turned the wheel to the right. - Sürücü direksiyonu sağa kırdı.

sağ
right

I order you to turn right. - Sana sağa dönmeni emrediyorum

In America cars drive on the right side of the road. - Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.

sağ
alive

Is the snake alive or dead? - Yılan sağ mı yoksa ölü mü?

Tom escaped the gun battle alive and well. - Tom silahlı çatışmadan sağ salim kaçtı.

sağa çekmek
pull up
sağa dön
Turn right! Make a right turn!
sağa dönülmez
Don't turn to right side! No Right Turn!
sağa bak!
mil . Eyes right!
sağa bükülen
dextrorse
sağa doğru
right hand
sağa doğru dönen
right handed
sağa dönmek
make a right
sağa dönmek
turn right
sağa dönmek
bear right
sağa dönmek
bear to the right
sağa geç
(Bilgisayar) wiperight
sağa kaymak
to move toward a right-wing position, shift towards the right
sağa sola
here and there
sağa sola
1. to the right and to the left. 2. hither and thither, in all directions
sağa sola atmak
(tenis) bandy
sağa sola atmak
(top) kick about
sağa sola bakmadan
inconsiderately, carelessly
sağa sola bakmadan
1. without considering the feelings of others, heedless of others, thoughtlessly, inconsiderately. 2. without dawdling, without wasting any time, directly. 3. without paying attention to what's going on around one
sağa sola bakmamak
1. not to consider the feelings of others, to behave inconsiderately. 2. not to dawdle
sağa sola sallamak
swing smth. about
sağa sola salınmak
toss about
sağa sola sataşan
rampageous
sağa sola sataşmak
rampage
sağa viraj
right hand bend
sağa yaslamak
flush Right , right align , right justify
sağ
abate
sağ
(Otomotiv) direction indicator
sağ
(Politika, Siyaset) the right

In America cars drive on the right side of the road. - Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.

The rightmost lane is now under construction. - En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.

sağ
pure

The air by the sea is pure and healthy. - Deniz havası saf ve sağlıklıdır.

üst sağa
(Bilgisayar) upper right
sağ
living

He makes a living as a salesman. - Bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.

What does Tom do for a living? - Tom geçimini neyle sağlar?

sağ
able-bodied
sağ
dexter
sağ
right, (someone, something) who/which is on the right-hand side, dexter
sağ
right, the right-hand side
sağ
right hand

Raise your right hand. - Sağ elinizi kaldırın.

Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand. - Tom Mary'nin yumruğunu bloke etti, sonra sağ eliyle ona tokat attı.

sağ
alive; sound, healthy; unadulterated, unmixed, pure katkısız
sağ
right wing

I have a right wing neighbor. - Sağ görüşlü bir komşum var.

sağ
offside
sağ
right in

If you turn right, City Hall will be right in front of you. - Belediye binası, sağa dönünce hemen karşınızda.

He turned to the right instead of turning to the left. - O, sola dönme yerine sağa döndü.

aniden sağa sapmak
cut to the right
sağ
pol. rightist, right-wing
sağ
pol. right wing
sağ
hoof
sağ
whole

It took me a whole year to recover my health. - Sağlığımı geri kazanmak tam bir yılımı aldı.

She prepares wholesome meals for her family. - Ailesi için sağlıklı yemekler hazırlar.

soldan sağa üstünü çizmek
left to right override
sağa

    Hyphenation

    sa·ğa

    Etymology

    () From Old Norse saga (“epic tale, story”), from Proto-Germanic *sagō, *sagōn (“saying, story”), from Proto-Indo-European *sekʷe-, *skʷē- (“to tell, talk”). Cognate with Old English sagu (“story, tale, statement”), Old High German saga (“an assertion, narrative, sermon, pronouncement”), Icelandic saga (“story, tale, history”). More at saw, say.
Favorites