s-anahtar

listen to the pronunciation of s-anahtar
Turkish - English
hook spanner
anahtar
(Askeri) switch

Lucy turned on the light switch. - Lucy ışık anahtarını açtı.

I felt for the light switch in the dark. - Ben karanlıkta lamba anahtarını hissettim.

anahtar
key

It goes without saying that honesty is the key to success. - Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer

I have left my car keys behind. - Araba anahtarlarımı unuttum.

anahtar
wrench

Could you pass me that wrench? - O İngiliz anahtarını bana uzatabilir misin?

What's up? I don't have the wrench. What wrench? The bicycle wrench. - Ne haber? Anahtarım yok. Ne anahtarı? Bisiklet anahtarı.

anahtar
(Bilgisayar) toggle
anahtar
code
anahtar
switched off
anahtar
slogging wrench
anahtar
interrupter
anahtar
spanner
anahtar adı
(Bilgisayar) key name
anahtar alanı
(Bilgisayar) key field
anahtar bul
(Bilgisayar) find key
anahtar cümle
key phrase
anahtar deliği
key-hole
anahtar dili
bit
anahtar dili
web
anahtar dizini
(Bilgisayar) key index
anahtar eğrisi
rating curve
anahtar kartı
key card
anahtar kolu
handle
anahtar metin
(Askeri) key text
anahtar metodu
(Askeri) additive method
anahtar paneli
switch panel
anahtar para
(Ticaret) key currency
anahtar sunucu
(Bilgisayar) keyserver
anahtar söz
(Bilgisayar) keyword
anahtar sözcük
descriptor
anahtar takımı
wrench set
anahtar teslim
turnkey
anahtar teslim
turn-key
anahtar türü
(Bilgisayar) key type
anahtar ucu
web
anahtar çözme
(Askeri) key recovery
birinci anahtar
(Bilgisayar) primary key
birincil anahtar
(Bilgisayar) primary key
girilen anahtar
(Bilgisayar) key entered
kart anahtar
(Turizm) keycard
kombine anahtar
combination wrench
mikro anahtar
microswitch
yedek anahtar
spare key
yedek anahtar
duplicate keys
yedek anahtar
duplicate key
yıldız anahtar
ring spanner
yıldız anahtar
box end wrench
anahtar plan
key plan
anahtar teslimi
Turnkey
bütün kilitleri açan anahtar
passepartout
omurga anahtar
(Bilgisayar) backbone switch
Altın anahtar her kapıyı açar
Money opens all doors
Otomatik Anahtar Dağıtım Merkezi/Yeniden Anahtarlama Kontrol Ünitesi
(Askeri) Automatic Key Distribution Center/Rekeying Control Unit
alligator anahtar
alligator wrench
altı köşe gömme anahtar
allen (hex) wrench
alyen anahtar
hexagon wrench
ana anahtar
passepartout
ana anahtar
passkey
ana anahtar
master key

Please bring the master key. - Lütfen ana anahtarı getir.

anahtar
mus. clef
anahtar
key (for a lock, for winding, to a code, to a problem)
anahtar
clew
anahtar
key; clue; code; wrench, spanner; switch; key, clef
anahtar
cotter
anahtar
wrench, Brit. spanner
anahtar
cipher
anahtar
clue
anahtar
key , switch
anahtar adam
pivot man
anahtar arması
key badge
anahtar açık
(Otomotiv) engine running
anahtar başlatma tahsisi ve görüntülemesi
(Askeri) assign and display switch initialization
anahtar biçimi
(Bilgisayar) key format
anahtar blok
(Jeoloji) key block
anahtar deliği
keyhole

Tom looked through the keyhole. - Tom anahtar deliğinden baktı.

I can't find the keyhole. - Anahtar deliğini bulamıyorum.

anahtar devresi
switching circuit
anahtar dili
bit, web (of a key)
anahtar ekle
(Bilgisayar) add key
anahtar figür
key figure
anahtar fosil
(Jeoloji) key fossil
anahtar grubu
switchgroup
anahtar gün
(Meteoroloji) key day
anahtar kare
(Bilgisayar) key frame every
anahtar kelime
keyword

Before adding a new sentence, please check that your sentence brings new vocabulary by searching the keywords. - Yeni bir cümle eklemeden önce lütfen cümlelerinizin anahtar kelimeleri arayarak yeni kelime haznesi getirdiğini kontrol edin.

You can use a keyword to help you remember complicated topics. - Karmaşık konuları hatırlamanıza yardımcı olması için bir anahtar kelime kullanabilirsiniz.

anahtar kesiti
section at key
anahtar konumu
(Bilgisayar) switch setting
anahtar konumu
(Otomotiv) switch position
anahtar kovam
key plug
anahtar kriptolama anahtarı
(Askeri) key encryption key
anahtar kutusu
switch box
anahtar okuma
(Bilgisayar) key read
anahtar palsı
(Askeri) key pulse
anahtar panosu
switch panel
anahtar pimi
switch plug
anahtar sayı
pivot number
anahtar silme
(Bilgisayar) key deletions
anahtar sözcük
key word

The key word is equality. - Anahtar sözcük eşitliktir.

anahtar sözcük
keyword, descriptor
anahtar tabaka
(Jeoloji) key bed
anahtar takılı
(Otomotiv) engine running
anahtar taşı
keystone (of an arch)
anahtar taşı
keystone
anahtar teslimi
turn-key
anahtar uydurmak
to match up a key to (a lock)
anahtar vermek
play straight man
anahtar vermek
to play straight man (to a comic)
anahtar yatağı
keyway
anahtar yazmacı
switch register
anahtar çalışmıyor
The key doesn't work
anahtar çenesi
wrench jaw
anahtar çerçeve
key frame
anahtar çizim
(Askeri) drawing key
anahtar çubuğu
(Askeri) switch horn
anahtar özellik
(İnşaat) key property
anahtar öğe
(Hukuk) key element
anahtar üreteci
(Askeri) key generator
anahtar şeridi
key strip
anahtar, saat vb. tasimak için bele takilan zincir
chatelaine
anahtar, saat vb. tasimak için bele takilan zincir
hook-like device to which keys and other items are attached
ankastre anahtar
flush switch
ayarlı anahtar
adjustable spanner, wrench
açık anahtar altyapısı
(Askeri) public key infrastructure
basit anahtar
simple key
basmalı anahtar
push-button switch
bağlam dışı anahtar kelime L
(Askeri) keyword-out-of-context
benzersiz anahtar
(Bilgisayar) unique key
bilinmeyen anahtar
(Bilgisayar) unknown switch
birincil anahtar olmasın
(Bilgisayar) no primary key
bütün kapıları açan anahtar
passkey
bütün kilitleri açan anahtar
master key
cırcır anahtar
ratchet wrench
cırcırlı anahtar
ratchet wrench
cıvalı anahtar
mercury switch
delikli anahtar
(Dilbilim) punched stencil key
değişken anahtar üreteci
(Askeri) key variable generator
diğer tarafı yıldız anahtar
combination wrench
döner anahtar
rotary switch
elektronik anahtar
electronic key
erkek anahtar
solid-stemmed key
gerçek anahtar
actual key
geçme anahtar
box spanner, box wrench
gömme anahtar
flush switch
halka anahtar
ring key
izin verilen ikmal listesi; takım adalar deniz şeridi; anahtar yer bulma yönlend
(Askeri) allowable supply list; archipelagic sea lane; assign switch locator (SL) routing; authorized stockage list (Army)
kademeli anahtar
two-way switch
kare anahtar
square spanner
kelebek anahtar
lock handle
kilit anahtar yatağı
talon
kodlu anahtar cihaz kontolörü
(Askeri) coded switch set controller
kollu anahtar
lever switch
kırk anahtar sahibi/ anahtarlı man of property;
very rich person
lokma anahtar
box wrench
lokmalı anahtar
box spanner, box wrench
mafsallı anahtar
toggle switch
mavi anahtar ozalit şablonu
(Askeri) blue key
mekanik anahtar
(Bilgisayar,Teknik) mechanical switching device
santrifüj anahtar
centrifugal switch
sediment anahtar eğrisi
sediment rating curve
selenoid anahtar
solenoid switch
seçenek anahtar
alternate key
sonraki anahtar
(Bilgisayar) next key
sürgülü anahtar
slide switch
taktik otomatik anahtar kontrol subayı
(Askeri) tactical automatic switch control officer
tanımlanmış yer resmi; Kırmızı Anahtar Projesi
(Askeri) recognized surface picture; Red Switch Project (DOD)
tırnaklı anahtar
spanner wrench
tırtıklı (anahtar için)
warded
uzun menzilli deniz kurtarma aracı; geri getirilebilir araç; değişebilir anahtar
(Askeri) long-range seagoing rescue vessel; reentry vehicle; rekeying variable; rendezvous
vakumlu anahtar
vacuum switch
yaprak anahtar
open-end spanner
yönlendirme anahtar platformu
(Bilgisayar) routing switch platform
yıldız anahtar
box-end wrench
zincirleme anahtar sistemi
(Askeri) running key system
çatal anahtar
a key with two points or edges
çok amaçlı anahtar
(Askeri) multifunction switch
Turkish - Turkish

Definition of s-anahtar in Turkish Turkish dictionary

anahtar
Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı
anahtar
Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet, açacak
anahtar
Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret
anahtar
Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç
anahtar
Vesile, araç, vasıta: "Biliyordu ki sabır, cennetin anahtarıdır."- P. Safa
anahtar
Vesile, araç, vasıta
anahtar
Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, kurgu
anahtar
Bir kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı
anahtar
İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen, komütatör
anahtar
Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol
anahtar
Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, kurgu. Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol. İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen, komütatör
anahtar ağızlığı
Mobilya kapaklarının ve çekmecelerin yüzlerine açılan anahtar deliklerinin üzerine çivilenen paslanmaz çelik veya dökümden yapılmış ortası anahtara uygun, delikli metal ve plastik gereç
anahtar bitkiler
Mera üzerinde çok bulunan ve bunların doğru bir şekilde otlatılmaları ile tüm meranın doğru bir şekilde otlanmış olacağı kabul edilen bitki türleri
anahtar kelime
Bir yazıda konuyu en açık biçimde yansıtan kelime veya kelime grubu
anahtar külçesi
(Osmanlı Dönemi) anahtar demeti, bir tele dirilmiş çok sayıda anahtarların hepsi
anahtar taşı
Kemerlerin en üstündeki taş, kilit taşı
erkek anahtar
Elektrikte veya makine alanında dişi yuvaya giren anahtar
kovan anahtar
Altı ve sekiz köşe cıvataları sıkmak ve sökmek için kullanılan anahtar
lokma anahtar
Altı veya sekiz köşeli, vidaları sökmeye yarayan alet
English - Turkish

Definition of s-anahtar in English Turkish dictionary

yedek anahtar
Spare key