That water pipe leaks.
- Şu su borusu sızdırır.
Someone leaked the secret to the enemy.
- Birisi düşmana sırrı sızdırdı.
Leaking taps waste a lot of water.
- Sızdıran musluklar çok fazla su israf ediyor.
His secretary flatly denied leaking any confidential information.
- Onun sekreteri, gizli bilgiyi sızdırmayı kesinlikle reddetti.
Green slime oozed out the pipe.
- Borudan yeşil balçık sızdı.
The cold seeped into her bones.
- Soğuk onun kemiklerine sızdı.
If your windows are not airtight, moisture will seep in.
- Pencereleriniz hava geçirmez değilse nem içeri sızar.
Mary accepted everything without complaining.
- Mary sızlanmaksızın her şeyi kabul etti.
I just snuck in Tom's back door without him noticing.
- O farkında olmadan Tom'un arka kapısında sızdım.
There's a leak in the roof.
- Çatıda bir sızıntı var.
Someone leaked the secret to the enemy.
- Birisi düşmana sırrı sızdırdı.