sırtından

listen to the pronunciation of sırtından
Turkish - English
in the back
sırt
back

She is carrying a backpack on her back. - O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.

Japanese women carry their babies on their backs. - Japon kadınları bebeklerini sırtlarında taşırlar.

sırt
{i} ridge

It's very pleasant to live in a beautiful city at the foot of a mountain ridge. - Bir dağ sırtı eteğinde güzel bir şehirde yaşamak çok hoştur.

sırtından atmak
to rid oneself of, get shut of
sırtından atmak
unseat
sırtından bıçaklama
stab in the back
sırtından geçinmek
sponge on
sırtından geçinmek
batten
sırtından geçinmek
to live at sb's expense
sırtından geçinmek
sponge on smb
sırtından geçinmek
to live off, sponge off (someone)
sırtından vurma
stab in the back
sırtından vurmak
to double-cross
sırtından vurmak
stab smb. in the back
sırtından çıkarmak
to get (someone) to pay for (something), saddle (someone) with the bill for (something)
sırt
(İnşaat) hip
sırt
edge
sırt
hillside
sırt
backing
sırt
(Tıp) dorsum
sırt
(Otomotiv) tread

When a tire loses its tread, it's time to buy a new one. - Bir lastik sırtını kaybederse, yeni bir tane alma zamanıdır.

sırt
dorsal
Sırt
retreaded
başkalarının sırtından geçinmek
batten on others
başkasının sırtından geçinme
sponging
başkasının sırtından geçinmek
batten on smb
başkasının sırtından geçinmek
drone
başkasının sırtından yaşama
dependence
başkasının sırtından yaşama
dependance
binicisini sırtından atan at
buckjumper
sırt
back, dorsal side (of a person or animal)
sırt
ridge, upper part (of a hill or mountain)
sırt
back; ridge; dorsal
sırt
dors
sırt
spine (of a book)
sırt
saddle

Before getting on a horse, you usually put a saddle on its back. - Bir ata binmeden önce, genellikle onun sırtına bir eyer koyarsın.

sırt
blunt side (of a cutting implement)
sırt
dorso
sırt
(dağ) shoulder
sırt
arete
Turkish - Turkish

Definition of sırtından in Turkish Turkish dictionary

sırt
eğin
sırt
Üst, arka
sırt
insanın üstü
sırt
Giyilen elbise
sırt
Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm
sırt
insanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı
sırt
Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm: "Arabacı katırın sırtına binmiş."- F. R. Atay. İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm
sırt
Dağların veya tepelerin üst bölümü: "Beşiktaş sırtları pırıl pırıl, aradaki boğaz parçası masmaviydi."- O. V. Kanık. İnsanın üstü: "Ona ikinci rastlayışımda sırtında bir pardösü vardı."- H. Taner
sırt
Elbise, giyecek
sırt
Kesici araçların kesmeyen kenarı
sırt
İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm
sırt
Dikilmiş veya ciltlenmiş kitaplarda dikişin bulunduğu bölüm
sırt
Dağların veya tepelerin üst bölümü
sırt
Bir şeyin üstü, üst bölümü
English - Turkish

Definition of sırtından in English Turkish dictionary

sırtından bıçaklamak
(Veya "sırtından vurmak"): Ştab someone in the back
sırtından
Favorites