sırnaşık

listen to the pronunciation of sırnaşık
Turkish - English
{s} saucy
importunate
smarmy
sassy
intrusive
pushful
saucy, tiresome, importunate
brassy
brash
pushing
obtrusive
exasperatingly importunate or pertinacious, (someone) who exasperatingly persists in asking for something
tiresome
brazen-faced
Turkish - Turkish
Sıkıntı veren, rahatsız eden, tedirgin eden, musallat olan
Can sıktığına, rahatsız ettiğine aldırmadan bir kimseden sürekli, yalvarırcasına istekte bulunan ve bu isteğinde direnen (kimse)
Can sıktığına, rahatsız ettiğine aldırmadan, bir kimseden sürekli, yalvarırcasına istekte bulunan ve bu isteğinde direnen kimse
Sıkıntı veren, rahatsız eden, tedirgin eden, musallat olan: "Çavuş sırnaşık bir gülüşle sordu."- Y. K. Karaosmanoğlu
sırnaşık
Favorites