Tom taught all his classes today, even though he had a terrible headache.
- Tom korkunç bir ağrısına rağmen bugün bütün sınıflarına öğretti.
I haven't registered for classes yet.
- Sınıflara henüz kayıt olmadım.
There were few children in the classroom.
- Sınıfta az sayıda çocuk vardı.
We clean our classroom after school.
- Okuldan sonra sınıfımızı temizleriz.
Please don't run in the classroom.
- Lütfen sınıfta koşma.
There are 40 pupils in this class.
- Bu sınıfta kırk öğrenci var.
I dropped out of school when I was in the 7th grade.
- Yedinci sınıftayken okulu bıraktım.
What grade is your sister in?
- Kız kardeşin hangi sınıfta?
We should sort the students' names alphabetically.
- Öğrencilerin isimlerini alfabetik sıraya göre sınıflandırmalıyız.
The postmen sort the mail each morning.
- Postacı her sabah postaları sınıflandırır.
They accused him of being in the classroom in order to cause trouble.
- Onlar onu mesele çıkarmak için sınıfta olmakla suçladılar.
I did some extra credit work in order to pass that class.
- O sınıfı geçmek için biraz ekstra kredi çalışması yaptım.
Classification is not my specialty.
- Sınıflandırma benim uzmanlığım değil.
Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver.
- Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir.
This document is classified.
- Bu belge sınıflandırılmış.
In Colombia, the population is classified into social strata ranging from one to six, one being the poorest and six being the richest.
- Kolombiya'da nüfus birden altıya kadar değişen sosyal katmanlara göre sınıflandırılır. Bir en fakir olma ve altı en zengin olma.
The class was divided into four groups.
- Sınıf dört gruba ayrıldı.
Please don't run in the classroom.
- Lütfen sınıfta koşmayın.
Who can run fastest in your class?
- Senin sınıfında en hızlı kim koşabilir?
On a scale of 1 to 10, please rate your proficiency in the following languages.
- 10 a 1 ölçeğinde, lütfen aşağıdaki dillerdeki yeterliliğini sınıflandır.
Form is temporary, class is permanent.
- Biçim geçici, sınıf kalıcıdır.
Since graduation fifteen years ago I have never run into my former classmates.
- On beş yıl önceki mezuniyetten beri eski sınıf arkadaşlarımla hiç karşılaşmadım.