Turkish - English
Definition of sıla' in Turkish English dictionary
- sıla
- (one's) home, (one's) homeplace
- Sıla
- (isim) Reunion
- sıla
- one's home/homeland; reunion
- sıla özlemi
- Homesickness
- sıla hasreti
- homesickness
- sıla hasreti çekmek
- to be homesick
- sıla hastalığı
- homesickness
- sıla izni
- furlough
- sıla izni vermek
- furlough
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of sıla' in Turkish Turkish dictionary
- SILA'
- (Osmanlı Dönemi) Kebap
- SILA'
- (Osmanlı Dönemi) Isınmak için yakılan ate
- sıla
- Doğup büyüdüğü ve özlediği yer
- sıla
- Memleket
- sıla
- (gurbetteki bir kimse için) Doğup büyüdüğü ve özlediği yer: "Bakarım bakarım sılam görünmez / Ara yerde yıkılası dağlar var."- Karacaoğlan
- sıla
- Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşma
- SILA
- (Osmanlı Dönemi) Kavuşmak, ulaşmak, vuslat
- SILA
- (Osmanlı Dönemi) Âşıkın mâşukuna kavuşması
- SILA
- (Osmanlı Dönemi) Gr: Cümlenin içinde ism-i mensub bulunmasıyla, dahil olduğu cümlenin evvelce mâlum olması iktiza eder. İçinde bulunduğu cümleyi sonradan gelen cümleye bağlamaya yarayan (edip, ederek, ederken) gibi fiil şekli rabt sigası
- SILA
- (Osmanlı Dönemi) Doğduğu yeri, hısım akrabayı gidip görme
- SILA
- (Osmanlı Dönemi) Bahşiş, hediye
- sıla sıygası
- Zarf-fiil
- sıla özlemi
- Yurtsama, yurt özlemi