sıkıştırılmış

listen to the pronunciation of sıkıştırılmış
Turkish - English
compressed

Send it to me as a compressed file. - Onu bana sıkıştırılmış dosya olarak gönder.

tabloid
(Otomotiv) pinched
(Bilgisayar) compress

Send it to me as a compressed file. - Onu bana sıkıştırılmış dosya olarak gönder.

(Bilgisayar) choke
condensed
serried
get clamped
wadded up
jammed
compacted
{s} pressed
packed
sıkıştırılmış asfalt
compressed asphalt
sıkıştırılmış cıvata
clinch
sıkıştırılmış gaz
compressed gas
sıkıştırılmış hava
compressed air
sıkıştırılmış küspe
pressed pulp
sıkıştırılmış yazdırma
condensed print , compressed print
sıkıştırılmış çevirme sayısı
(Askeri) compressed dial number
sıkış
squeeze

Can you squeeze me into your busy schedule? - Beni yoğun programına sıkıştırabilir misin?

sıkış
{i} clench
sıkış
{f} jam

Had they left a little earlier, they would have avoided the traffic jam. - Biraz daha erken çıksalar, trafik sıkışıklığını atlatırlar.

I was late for the meeting because of a traffic jam. - Ben, bir trafik sıkışıklığı nedeniyle toplantıya geç kaldım.