sıfatıyla

listen to the pronunciation of sıfatıyla
Turkish - English
in the capacity of
in the capacity of, as: Buraya müdür sıfatıyla geldi . He came here as the director
qua
in one's capacity
sıfat
adjective

Nouns, pronouns, verbs, adjectives, adverbs, articles, prepositions, conjunctions, and interjections are the parts of speech in English. - İsimler, zamirler, fiiller, sıfatlar, zarflar, makaleler, edatlar, bağlaçlar, ve ünlemler İngilizcede konuşma parçalarıdır.

Don't forget that the adjective must agree with its noun. - Sıfatın ismiyle uyuşmak zorunda olduğunu unutma.

sıfat
{i} attribute
sıfat
epithet
sıfat
title

I would proudly carry the title of nerd. - İnek sıfatını gururla taşırım.

sıfat
character
sıfat
(Konuşma Dili) appearance, face
sıfat
(Konuşma Dili) title, honorific; nickname
sıfat
role, capacity, position
sıfat
capacity, role; quality, attribute; adjective
sıfat
quality, attribute
sıfat
(Hukuk) capacity

Mr Brown was acting in the capacity of ambassador. - Bay Brown büyükelçi sıfatıyla hareket ediyordu.

sıfat
attribution
sıfat
adjectival
sıfat
attributive
sıfat
determinant
sıfat
adj
vekil sıfatıyla
as a proxy
Turkish - Turkish
sıfatıyla
Favorites