sığma

listen to the pronunciation of sığma
Turkish - English

Definition of sığma in Turkish English dictionary

sığ
shallow

The river was shallow at that point. - Nehir o noktada sığdı.

He leaped over the shallow ditch. - Sığ hendek üzerinden atladı.

sığmak
to fit into
sığ
superficial

You're just so superficial and shallow. - Sen sadece çok yüzeysel ve sığsın.

sığmak
fit into
sığmak
cover
Sığ
ity
sığ
fordable
sığ
shoaly
sığmak
squeeze
sığmak
to fit into (a container or place)
sığmak
burrow
Turkish - Turkish
Sığmak işi veya durumu
Sığmak
girmek
sığ
Derinliği az
sığ
Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan (göl, deniz, akarsu vb.): "Mercan adaları sığ bir kayalığın etrafını alırlar."- S. F. Abasıyanık
sığ
Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan
sığ
Dibi yüzeyinden veya ağzından yakın olan
sığ
Ayrıntıya inmeyen, yeterli olmayan, yüzeyde kalan
sığmak
Bir kaba, bir yere bütünüyle girebilmek veya içinden geçebilmek: "Bir tavla zarı kadar küçücük eve / Bir kadın iki çocuk nasıl sığar?"- B. R. Eyuboğlu
sığmak
Uygun olmak
sığmak
Bir kaba, bir yere bütünüyle girebilmek veya içinden geçebilmek
sığmak
Uygun olmak: "Kin başka, aşk başkadır, kızım! Muhabbete cinayet sığmaz."- Ö. Seyfettin
sığma
Favorites