How did you fit a briefcase into your pocket?! the woman asked, stunned.
- Şaşırmış bir şekilde Nasıl olur da cebinin içine çantayı sığdırdın?! diye sordu kadın.
I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.
- Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım.
After killing Tom, Mary buried him in a shallow grave.
- Tom'u öldürdükten sonra, Mary onu sığ bir mezara gömdü.
Tom went splashing through the shallows.
- Tom sığ yerlerde su sıçratmaya gitti.
You're just so superficial and shallow.
- Sen sadece çok yüzeysel ve sığsın.