sığ

listen to the pronunciation of sığ
Turkish - English
shallow

The river was shallow at that point. - Nehir o noktada sığdı.

He leaped over the shallow ditch. - Sığ hendek üzerinden atladı.

fordable
shoaly
superficial

You're just so superficial and shallow. - Sen sadece çok yüzeysel ve sığsın.

ity
sığ derin olmayan
shallow shallow
sığ yer
shoal
sığ kayalık
reef
sığ su foku
harbor seal
sığ yer
ford
sığ yer
shallow

Tom went splashing through the shallows. - Tom sığ yerlerde su sıçratmaya gitti.

sığ yerden yürüyerek geçmek
ford
daha sığ
shallower
nehrin sığ yeri
ford
ortalama sığ su
(Askeri) mean low water
çok sığ su
(Askeri) very shallow water
Turkish - Turkish
Derinliği az
Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan (göl, deniz, akarsu vb.): "Mercan adaları sığ bir kayalığın etrafını alırlar."- S. F. Abasıyanık
Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan
Dibi yüzeyinden veya ağzından yakın olan
Ayrıntıya inmeyen, yeterli olmayan, yüzeyde kalan
sığ
Favorites