sıçratmak

listen to the pronunciation of sıçratmak
Turkish - English
splash
leap
dash
slush
dabble
to cause (something) to fly out; to spatter, splatter; to splash
to cause (something) to spread
splatter
to cause to jump; to splash, to spatter
slosh
splutter
spatter
jump
to make (someone) jump
slop
squirt
slosh on
splash with
cause to jump
slope
bound
bounce
jerk
dance
sıçra
(Bilgisayar) jump to
sıçra
{f} jumping
sıçra
(Bilgisayar) jump

How high can you jump? - Siz ne kadar yükseğe sıçrayabilirsiniz?

If jumps too high the rat - it's captured by the cat. - Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.

sıçratma
spatter
sıçra
{f} gambol
sıçra
{f} leaped

Tom leaped from his seat. - Tom koltuğundan sıçradı.

Tom leaped at Mary and tried to strangle her. - Tom, Mary'ye sıçradı ve onu boğmaya çalıştı.

sıçra
{f} leapt

The dog leapt and caught the disk in midair. - Köpek sıçradı ve havada diski yakaladı.

sıçra
{f} leap

Tom leaped at Mary and tried to strangle her. - Tom, Mary'ye sıçradı ve onu boğmaya çalıştı.

Tom leaped from his seat. - Tom koltuğundan sıçradı.

sıçra
{f} spring

That idea was a springboard for further discussions about sex. - Bu fikir seks hakkında daha fazla tartışmalar için bir sıçrama tahtasıydı.

sıçra
hop up
sıçra
{f} dart
esmayı üstüne sıçratmak
to look for trouble, bring trouble upon oneself
su sıçratmak
plash
sıçra
hop

Sami hopped from the bed. - Sami yataktan sıçradı.

yağ sıçratmak
sputter
yerinden sıçratmak
give a start
yerinden sıçratmak
give smb. a start
çamur atmak/sıçratmak
to sling mud (at), vilify
çamur sıçratmak
to splash with mud, to spatter with mud
çamur sıçratmak
sling mud at
çirkefe taş atmak/çirkefi üzerine sıçratmak
to provoke an insolent person
Turkish - Turkish
Sıçramak işini yaptırmak
Sıçrama işini yaptırmak
(Osmanlı Dönemi) TEVSİB
(Osmanlı Dönemi) İ'DA'
(Osmanlı Dönemi) TENKİR
sıçratma
Sıçratmak işi
sıçratmak
Favorites