süslülük

listen to the pronunciation of süslülük
Turkish - English
puffiness
gaudiness
frilliness
süslü
fancy

I never for a moment imagined I'd be able to afford to live in such a fancy house. - Böyle süslü bir evde yaşayabileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.

I don't want a big, fancy wedding. - Büyük süslü bir düğün istemiyorum.

süslü
{s} ornate

That ornate silver platter is my favorite! - Bu süslü gümüş tabak, benim favorim!

süslü
ornamental
süslü
{s} frilly
süslü
figurative
süslü
frill
süslü
decked
süslü
figured
süslü
tinselly
süslü
tinseled
süslü
opulent
süslü
clocked
süslü
decorative
süslü
florid
süslü
chichi
süslü
clock
süslü
fancier

I was expecting something a little fancier that this. - Bundan biraz daha süslü bir şey bekliyordum.

süslü
embellished
süslü
bombastic
süslü
ornamented, decorated, decked, adorned, fancy, florid
süslü
high flown
süslü
chi chi
süslü
natty
süslü
(someone) who likes to get dolled up; dressy
süslü
luxuriant
süslü
full of ornamentation; fancy, elaborate, ornate, dressy
süslü
arrayed
süslü
decorated with, adorned with, embellished with
süslü
flowery
süslü
frogged
süslü
catchpenny
Turkish - Turkish

Definition of süslülük in Turkish Turkish dictionary

süslü
Süsü olan, süslenmiş, bezenmiş: "Geniş, süslü karyola köşede duruyordu."- M. Ş. Esendal
süslü
Süsü olan, süslenmiş, bezenmiş
süslü
Süslenmeye, süse çok düşkün olan
süslü
(Osmanlı Dönemi) müzeyyen