sürgülü

listen to the pronunciation of sürgülü
Turkish - English
sliding

Walls have ears, sliding paper doors have eyes - Duvarların kulakları var, sürgülü kağıt kapıların gözleri var.

Tom opened the sliding door to let John and Mary in. - Tom John ve Mary'nin içeri girmesi için sürgülü kapıyı açtı.

bolted; sliding
(door) which has been bolted
(door) to which a bolt has been attached
slide

You're too young to know what a slide rule is. - Sürgülü hesap cetvelinin ne olduğunu bilmek için çok gençsin.

sürgülü anahtar
slide switch
sürgülü bobin
slide coil
sürgülü cetvel/ hesap
cetveli slide rule
sürgülü distribütör
slide valve
sürgülü hesap cetveli
slide rule

You're too young to know what a slide rule is. - Sürgülü hesap cetvelinin ne olduğunu bilmek için çok gençsin.

sürgülü hesap cetveli
slipstick
sürgülü hesap cetveli
guess stick
sürgülü kalem
propelling pencil
sürgülü kapı
sliding door

Tom opened the sliding door. - Tom sürgülü kapıyı açtı.

Tom opened the sliding door to let John and Mary in. - Tom John ve Mary'nin içeri girmesi için sürgülü kapıyı açtı.

sürgülü koltuk
sliding seat
sürgülü kontak
sliding contact
sürgülü merdiven
extension ladder
sürgülü pergel
beam compass
sürgülü supap
flap valve
sürgülü valf
gate valve
sürgülü vana
gate valve
sürgülü vana
slide valve
stadya sürgülü cetvel
stadia
stadya sürgülü cetvel
stadia rod
tek sürgülü trombon
sackbut
Turkish - Turkish
Sürgü kolu olan
Sürgüsü itilmiş, sürgülenmiş olan