The river continuously flows to the sea, it will never pause to let us cross on dry land.
The man turned permanently blue after he drank the silver solution.
- Adam, gümüş solüsyonu içtikten sonra sürekli olarak mavileşti.
I continually go to the market.
- Ben sürekli olarak pazara giderim.
She complained continually that there was no money left.
- O sürekli olarak para kalmadığından şikayet ediyordu.
My uncle constantly causes his family trouble.
- Amcam sürekli olarak ailesine başına bela olur.
I'm constantly telling her to behave herself.
- Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.
In swimming pools, water is continuously pumped through a filter.
- Yüzme havuzlarında, su sürekli olarak filtrelerden pompalanır.
People are changing continuously.
- İnsanlar sürekli olarak değişiyorlar.
A bird is incessantly singing in my balcony.
- Bir kuş sürekli olarak balkonumda ötüyor.