I filled the jug to the brim.
- Sürahiyi ağzına kadar doldurdum.
A jug fills drop by drop.
- Bir sürahi damla damla doldurur.
The decanter is still half full.
- Şarap sürahisinin hâlâ yarısı dolu.
Tom poured a glass of orange juice from the pitcher.
- Tom sürahiden bir bardak portakal suyu koydu.
Tom filled the pitcher with water.
- Tom sürahiyi suyla doldurdu.