süründürmek

listen to the pronunciation of süründürmek
Turkish - English
to make crawl; to lead sb a dog's life
to make life miserable for (someone), drive (someone) from pillar to post; to cause (someone) to come down in the world
needlessly to put off completing (a job); needlessly to protract (a job)
beggar
sürüm sürüm süründürmek
to make life very miserable for (someone), drive (someone) from pillar to post; to cause (someone) to come down in the world
sürün
{f} crept

The baby crept into the room. - Bebek, sürünerek odaya girdi.

The cat crept under the hedge. - Kedi çitin altında süründü.

sürün
{f} creep

Hey, it's about time you quit it with the panty jokes. You'll put off the readers, you creeper! - Hey, külotlu şakalardan vazgeçmenin zamanı geldi.Okuyucuları soğutacaksın,seni sürüngen.

sürün
{f} crawl

I felt something crawling on my back. - Sırtımda bir şeyin süründüğünü hissettim.

The baby crawled on hands and knees. - Bebek ellerinin ve dizlerinin üstünde süründü.

süründürmek
Favorites