sürülmek

listen to the pronunciation of sürülmek
Turkish - English
(for one thing) to be allowed to touch (another)
be spread, rubbed, or smeared on
(for a soldier) to be sent to, be dispatched to (a place)
be driven (to)
/önüne/ (for something) to be placed in front of (someone)
be exiled to
be plowed
(for something) to be put on (the market); (for money) to be put into (circulation)
spread
to be spread, rubbed, or smeared on
to be driven (to)
wheel
sür
{f} drove

Tom thought he could reach the airport on time if he drove a little over the speed limit. - Tom birazcık hız limitinin üzerinde sürerse vaktinde havaalanına yetişebileceğini düşündü.

Ambition drove him to murder. - Hırs onu cinayete sürükledi.

sür
{f} exile

He was exiled from his own country. - Kendi ülkesinden sürgün edildi.

Napoleon was exiled to St. Helena. - Napolyon, St. Helena'ya sürüldü.

sür
{f} smeared
sür
{f} tilled
sür
{f} last

The rain lasted five days. - Yağmur beş gün sürdü.

I had my driver's license renewed last month. - Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.

sür
impel
sür
{f} drive

Do you know how to drive a car? - Nasıl araba süreceğini biliyor musun?

My little son can drive a car. - Küçük oğlum araba sürebiliyor.

sür
{f} lasting

The war lasting for years impoverished the country. - Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.

sür
driven

Have you ever driven a sports car? - Hiç spor araba sürdün mü?

Tom shouldn't have driven Mary's car. - Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi.

sür
deport

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
banish

Napoleon was banished to Elba in 1814. - Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.

He was banished to an island for high treason. - O vatana ihanet için bir adaya sürüldü.

sür
deported

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
expatriate
sür
{f} smear
sürülme
exile
Turkish - Turkish
Sürülmek işine konu olmak veya sürmek işi yapılmak
Uzaklaştırılmak, nefyedilmek
Sürme işine konu olmak veya sürme işi yapılmak
Uzaklaştırılmak, nefyedilmek: "Bir süre sonra müdürle iki öğretmenin ayrı ayrı yerlere sürüldüklerini öğrendim."- E. Bener
Sür
(Osmanlı Dönemi) REM
Sür
(Osmanlı Dönemi) GELE
sürülme
Piyasaya çıkarılma
sürülme
Sürülmek işi
sürülmek
Favorites