sürülemez

listen to the pronunciation of sürülemez
Turkish - English
unsaleable
{a} not meeting with quick sale
un·sale·able in AM, use unsalable If something is unsaleable, it cannot be sold because nobody wants to buy it. Most developers reserve the right to turn down a property they think is virtually unsaleable
Not saleable
sür
{f} drove

Tom drove Mary's car to Boston. - Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü.

He drove the truck to Dallas. - O, kamyonu Dallas'a sürdü.

sür
{f} exile

He was exiled from his own country. - Kendi ülkesinden sürgün edildi.

Napoleon was exiled to St. Helena. - Napolyon, St. Helena'ya sürüldü.

sür
{f} smeared
sür
{f} tilled
sür
{f} last

The rain lasted five days. - Yağmur beş gün sürdü.

The rain lasted a week. - Yağmur bir hafta sürdü.

sür
impel
sür
{f} drive

Do you know how to drive a car? - Nasıl araba süreceğini biliyor musun?

You'll be able to drive a car in a few days. - Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.

sür
{f} lasting

The war lasting for years impoverished the country. - Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.

sür
driven

You'd better not have driven my car. - Keşke arabamı sürmeseydin.

Tom shouldn't have driven Mary's car. - Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi.

sür
deport

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
banish

The ruler was overthrown and banished from the country. - Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.

He was banished to an island for high treason. - O vatana ihanet için bir adaya sürüldü.

sür
deported

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

piyasaya sürülemez
unmarketable
sür
expatriate
sür
{f} smear
Turkish - Turkish

Definition of sürülemez in Turkish Turkish dictionary

Sür
(Osmanlı Dönemi) REM
Sür
(Osmanlı Dönemi) GELE
sürülemez
Favorites