sürü sürü

listen to the pronunciation of sürü sürü
Turkish - English
in droves
In large numbers, or great crowds
sürü
flock

How many sheep are there in this flock? - Bu sürüde kaç tane koyun var?

The shepherd is tending his flock. - Çoban sürüsünü otlatıyor.

bir sürü
lots of

Lots of famous people come here. - Bir sürü ünlü kişi buraya gelir.

Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki. - Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.

sürü
herd

A herd of friesian cattle graze in a field in British countryside. - Siyah alaca sığır sürüsü İngiliz kırsalında bir tarlada otlar.

sürü
drove

Tom got into the driver's seat and drove off. - Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.

Ambition drove him to murder. - Hırs onu cinayete sürükledi.

sürü
pack

Wolves travel in packs. - Kurtlar sürüler halinde dolaşırlar.

Wolves travel in packs, but eagles fly alone. - Kurtlar sürüyle gezer ama kartallar yalnız uçar.

sürü
swarm

A swarm of wasps attacked the children. - Bir eşekarısı sürüsü çocuklara saldırdı.

We were attacked by swarms of bees. - Arı sürüsü tarafından saldırıya uğradık.

sürü
gang

I watch a lot of gangster movies. - Bir sürü gangster filmi izliyorum.

sürü
crowd

There was a crowd of students waiting in front of the library. - Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı.

sürü halinde hareket etmek
flock
sürü yenileme
flock replacement
bir sürü
heaps of

Tom's got heaps of friends. - Tom'un bir sürü arkadaşı var.

bir sürü
lots of, heaps of
bir sürü
a lot

I have a lot of friends. - Bir sürü arkadaşım var.

There are a lot of factories in Kawasaki. - Kawasaki'de bir sürü fabrika var.

bir sürü para
tons of money
bir sürü çocuk
dozens of children
sürü
regiment
sürü
horde

This game has you battle against hordes of evil stoats. - Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır.

sürü
cartload
sürü
cloud

There are lots of clouds in the sky today. - Bugün gökyüzünde bir sürü bulut var.

The clouds scudded across the sky. - Bulutlar gökyüzünde rüzgarla sürüklendi.

sürü
crew
sürü
covey
sürü
herd, flock, pack, horde, flight; crowd, gang, troop, drove
sürü
run

When I got to the office, I had tons of work waiting for me. I was running around like a chicken with its head cut off. - Ofise vardığımda, beni bekleyen bir sürü işim vardı. Kafası kesilmiş bir tavuk gibi oradan oraya koşuşturuyordum.

The exhibit runs through October 20th. - Sergi 20 Ekim'e kadar sürüyor.

sürü
(koyun) fold
sürü
shoal
sürü gibi toplanmak
huddle
sürü halinde gitmek
run
sürü halinde yaşama
gregariousness
sürü içgüdüsü
the herd instinct
sürü içgüdüsü
herd insinct
sürü olmak
shoal
sürü sahibi
herdsman
sürü sepet the whole kit and caboodle, the whole lot: Sürü sepet geldiler
The whole kit and caboodle of them came
toplanmış sürü
roundup
Turkish - Turkish
Pek çok
parçacık sürü optimizasyonu
(Bilgisayar) Parçacık Sürü Optimizasyonu (Particle Swarm Optimization) (PSO) 1995’te Dr. Eberhart ve Dr. Kennedy tarafından geliştirilmiş popülasyon temelli sezgisel bir optimizasyon tekniğidir. Kuş veya balık sürülerinin sosyal davranışlarından esinlenilerek geliştirilmiştir
SÜRÜ
(Osmanlı Dönemi) Tar: Devşirme suretiyle alınan Hristiyan çocuklarının yüzer, yüzellişer, ikiyüzer veya daha fazla kişilik kafileler halinde sevkedilmeleri. Sürü adı verilen bu kafileler, sürücülerle muhafızların nezareti altında hükümet merkezine sevkedilirlerdi. O.T.D.S
bir sürü
Çok sayıda, pek çok
sürü
Bir insanın bakımı altındaki hayvanların tümü
sürü
Pek çok
sürü
Evcil hayvanlar topluluğu: "Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu."- R. H. Karay
sürü
Düzensiz insan topluluğu: "Sokaklarda alay geçerken başka çocuklar da sürüye katılır, mektebe kadar giderler."- H. E. Adıvar
sürü
Evcil hayvanlar topluluğu
sürü
Birlikte yaşayan hayvan topluluğu
sürü
Düzensiz insan topluluğu
sürü sepet
Birçok kimse veya şey hep birlikte
English - Turkish

Definition of sürü sürü in English Turkish dictionary

sürü yönetim
dair management

Sürü Yönetim Sİstemi.

sürü sürü
Favorites