söz vermek

listen to the pronunciation of söz vermek
Turkish - English
promise

You have to promise not to tell anyone. - Kimseye söylemeyeceğine söz vermek zorundasın

You just have to promise me one thing. - Sen bana yalnızca bir şey için söz vermek zorundasın.

make a commitment
pledge
make a promise
vow
give a promise
give somebody one's word
make a commitment to
affirm
commit oneself to
take an oath
estipulate
commit
give the floor to someone

I now give the floor to our Dean - Şimdi sözü Dekanımıza veriyorum.

covenant
impawn
give an undertaking
engage
undertake
assure
give one's word
pledge one's word
take the pledge
plight
guarantee
to promise, to give a promise, to make a promise, to give sb one's word
give sb one's word
söz verme
shall
söz verme
promising
söz ver
promise

He promised to meet him at the coffee shop. - Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.

He gave me a promise to come back soon. - O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.

söz ver
{f} promised

Mr Smith has not turned up yet though he promised to come. - Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.

She promised to meet her at the coffee shop. - Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.

söz ver
made a promise of
söz ver
take an oath
söz ver
{f} promising

I don't remember promising that. - Bunu söz verdiğimi hatırlamıyorum.

Don't misunderstand me, we aren't promising you anything. - Beni yanlış anlama, sana hiçbir şey için söz vermiyoruz.

birine söz vermek
give someone one's word
kati olarak söz vermek
promise faithfully
kendi kendine söz vermek
pledge oneself
kendine söz vermek
pledge oneself
söz hakkı vermek
give smb. a hearing
yardım edeceğine söz vermek
promise to support (someone)
önceden söz vermek
pre engage
Turkish - Turkish

Definition of söz vermek in Turkish Turkish dictionary

Söz verme
vaat
Söz verme
uhde