söyleyin

listen to the pronunciation of söyleyin
Turkish - English
Tell
{i} family name; William Tell, hero and patriot of Swiss folklore during the early 14th century famous for his skill as an archer; (in Poker game) noticeable change in the conduct of a player that gives clues to said player's hand
söyle
{f} said

You didn't do a very good job, I said. - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.

What he said is true. - Onun söylediği doğru.

söyle
spit it out !
söyle
told

My father told me not to read a book in my bed. - Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.

Don't forget what I told you. - Sana söylediklerimi unutma.

söyle
told to
söyle
say

Please say it in English. - Lütfen onu İngilizce olarak söyle.

I've got nothing to say to him. - Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.

söyle
confide

I'm confident that Tom will do what he says he'll do. - Tom'un yapacağını söylediği şeyi yapacağına eminim.

I told you that in confidence, so why did you tell Jane about it? - Onu sana sır olarak söyledim, öyleyse niçin Jane'e ondan bahsettin?

söyle
tell

Could you please tell me why you love her? - Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin?

Tell me which of the two cameras is the better one. - İki kameradan hangisinin daha iyi olduğunu bana söyle.

söyle
{f} saying

What you are saying does not make sense. - Söylediğinin anlamı yok.

He received a telegram saying that his mother had died. - O, annesinin öldüğünü söyleyen bir telgraf aldı.

söyle
dictate
babanıza selamlar söyleyin
Please give my kind regards to your father
ona beni aramasını söyleyin lütfen
Please ask him to call me
söyle
mouth

If you don't have anything nice to say, keep your mouth shut. - Söyleyecek güzel bir şeyin yoksa ağzını kapalı tut.

Tom kept his mouth shut and didn't tell anyone what had happened. - Tom ağzını kapalı tuttu ve ne olduğunu kimseye söylemedi.

söyle
apprise
söyle
told#to
söyle
spit it out
söyle
toldto
ıneceğim yeri lütfen bana söyleyin
Please tell me where to get off
söyleyin
Favorites