söyledi

listen to the pronunciation of söyledi
Turkish - English
told me

She told me that she had bought a CD. - Bana bir CD aldığını söyledi.

He told me to leave the window open. - Bana pencereyi açık bırakmamı söyledi.

söyle
{f} said

You didn't do a very good job, I said. - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.

What he said is true. - Onun söylediği doğru.

söyle
spit it out !
söyle
told

At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand. - Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.

He told me that his father was dead. - O bana babasının öldüğünü söyledi.

söyle
told to
söyle
say

Please say it in English. - Lütfen onu İngilizce olarak söyle.

I've got nothing to say to him. - Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.

söyle
confide

This is confidential, I can only tell him personally. - Bu gizli, sadece ona kişisel olarak söyleyebilirim.

I told you that in confidence, so why did you tell Jane about it? - Onu sana sır olarak söyledim, öyleyse niçin Jane'e ondan bahsettin?

söyle
tell

Please tell me your address. - Lütfen adresini bana söyle.

Could you please tell me why you love her? - Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin?

söyle
{f} saying

He received a telegram saying that his mother had died. - O, annesinin öldüğünü söyleyen bir telgraf aldı.

He began by saying that he would not speak very long. - O, çok uzun konuşmayacağını söyleyerek başladı.

söyle
dictate
laf söyledi balkabağı
(Konuşma Dili) You're full of bull!
söyle
mouth

If you don't have anything nice to say, keep your mouth shut. - Söyleyecek güzel bir şeyin yoksa ağzını kapalı tut.

Tom opened his mouth to say something, but Mary interrupted him. - Tom bir şey söylemek için ağzını açtı ama Mary sözünü kesti.

söyle
apprise
söyle
told#to
söyle
spit it out
söyle
toldto
söyledi
Favorites