söndürmek

listen to the pronunciation of söndürmek
Turkish - English
extinguish

Fadil and Layla wanted to extinguish the smoldering fire in their relationship. - Fadıl ve Leyla, ilişkilerinde yanan ateşi söndürmek istiyorlardı.

They worked together to extinguish the fire. - Onlar yanını söndürmek için birlikte çalıştılar.

quench
put out

It took a long time to put out the fire. - Yangını söndürmek uzun bir süre aldı.

I want to put out the fire. - Ateşi söndürmek istiyorum.

turn off
switch off
to deflate, take the air out of
(kireç) slack
to drown out (a sound)
dampen
to diminish, reduce (passion, fever)
douse
damp down
slacken
hydrate
damp
to extinguish, put out (fire, light)
to extinguish; to put out; to quench, to slake; to deflate; to turn sth off, to turn out, to douse; (sigara) to stub sth out; (üfleyerek) to blow out
turn out
slake
trample out
snuff out
deflate
attenuate
dowse
kill
suffocate
put

It took a long time to put out the fire. - Yangını söndürmek uzun bir süre aldı.

They had to call the firefighters to put out the flames. - Onlar alevleri söndürmek için itfaiye çağırmak zorunda kaldı.

(deyim) let down
turn
stub something out
stub out
turn something off
burn out
{f} dim
{f} puncture
söndürme
damping
söndürme
putting out
sön
fizzle out
sön
die away
söndürme
quenching
ateşi söndürmek
to extinguish the fire
ayağıyla söndürmek
tread out
bastırıp söndürmek
extinguish by crushing (a cigarette)
bastırıp söndürmek
stub out
bastırıp söndürmek
stub
basıp söndürmek
tread out
hararet kesmek/söndürmek
to quench one's thirst
hararet söndürmek
to quench (one's) thirst
havasını söndürmek
knock smb. off his perch
kireç söndürmek
to slake lime
lamba söndürmek
switch off lamp
lamba söndürmek
turn off lamp
mum söndürmek
snuff out the candle
mum söndürmek
blow out the candle
mum söndürmek
snuff the candle
ocağını söndürmek
to destroy sb's family
sigara söndürmek
extinguish cigarette
sigara söndürmek
stub out cigarette
sigara söndürmek
put out a cigarette
sigara söndürmek
put out cigarette
söndürme
extinction, quenching
söndürme
attenuation
söndürme
extinction
söndürme
extinguishing
vura vura söndürmek
beat out
yangını söndürmek
to put out the fire
üfleyip söndürmek
puff out
üfleyip söndürmek
(mum) blow out
ışıkı söndürmek
to turn off the light; to put out the lamp, the candle, or the match
Turkish - Turkish
Ateş ve ışık için, yanmasına, aydınlatmasına son vemek: "Parmağının ucuna kadar gelen alevi yere atıyor, terliğiyle basarak söndürüyor."- P. Safa
Tutku ve duygular için, yatıştırmak, etkisiz duruma getirmek
Ateş ve ışık için, yanmasına, aydınlatmasına son vemek
Tutku ve duygular için, yatıştırmak, etkisiz duruma getirmek: "Böyle zamanlarda Hacı'da ateşi ateşle söndürmekten başka çare olmadığını bilirim."- R. N. Güntekin
Hava veya gaz ile şişirilmiş bir şeyin havasını veya gazını boşaltmak
itfa etmek
(Osmanlı Dönemi) ITFA'
Söndürme
itfa
söndürme
Söndürmek işi
söndürmek
Favorites