sömürmek

listen to the pronunciation of sömürmek
Turkish - English
exploit
trade on
to exploit, to presume on; to gobble sth (up/down)
to eat up (everything in sight)
to exploit, use (someone, something) wrongfully for one's own ends
to suck all the nourishment from
to suck (a liquid) (into one's mouth)
sweat
put upon
use
presume on
milk
make capital out of
presume upon
sömürme
exploitation
sömürme
exploiting
sömürme
exploit

No need to exploit it. - Onu sömürmeye gerek yok.

sömürme
rip off
sömür
{f} exploited

The company exploited its workers with low pay. - Şirket çalışanlarını düşük maaşlarla sömürdü.

Dan exploited immigrant workers like slaves. - Dan göçmen işçileri köle gibi sömürdü.

sömürme
sweating system
sömür
exploit

The company exploited its workers with low pay. - Şirket çalışanlarını düşük maaşlarla sömürdü.

I fought against the exploitation of the people. - İnsanların sömürülmelerine karşı savaştım.

sömürme
exploiture
sömürme
sweating
sömürme
sucking up (a liquid)
Turkish - Turkish
hepsini birden yiyip bitirmek, silip süpürmek
Bir kimseden veya bir şeyden haksız ve sürekli çıkarlar sağlamak: "Batı, beynini sömürdüğü insanlara kendi uyruklarına sağladığı konfordan pay verip gönül alır."- H. Taner
Dudaklarını yapıştırarak soluğu ile çekip içmek
Yiyecek içeceğin hepsini birden yiyip bitirmek, silip süpürmek
Bir kimseden veya bir şeyden haksız ve sürekli çıkarlar sağlamak
Dudaklarını yapıştırarak soluğu ile çekip içmek. Üretim araçları sahipleri, başkalarının emeğine ve onların yarattıkları değerlere el koymak
Üretim araçları sahipleri, başkalarının emeğine ve onların yarattıkları değerlere el koymak
Bir ulus veya devlet, diğer bir ulusun veya devletin doğal kaynaklarından, ekonomik değerlerinden çıkar sağlamak
istismar etmek
Sömürme
istismar
sömürme
Sömürmek işi
sömürmek
Favorites