sîl

listen to the pronunciation of sîl
Turkish - English

Definition of sîl in Turkish English dictionary

sil
dele

Your name was deleted from the list. - Adınız listeden silindi.

Tom accidentally deleted all the files on one of his external hard disks. - Tom yanlışlıkla harici hard disklerden birindeki tüm dosyaları sildi.

sil baştan
(start) From scratch

Get these going, start from scracth, ok?.

sil baştan
(Sıfat, zarf) De novo
Sil tuşu
Del key , Delete key
sil
{f} deleted

I'm not a sentence. I should be deleted from Tatoeba. - Ben bir cümle değilim.Tatoeba'dan silinmiş olmam gerekir.

I carelessly deleted your e-mail address and had to ask Russell in New Zealand for it. - Ben dikkatsizce e-posta adresini sildim ve onun için Yeni Zelandadaki Russel'den rica etmek zorunda kaldım.

sil
{f} deleting

Are you deleting the comments? - Yorumları siliyor musunuz?

I'm having a problem deleting one of my files. - Dosyalarımdan birini silmekte sorun yaşıyorum.

sil
clear
sil
backspace
dizin sil
(Bilgisayar) delete index
dosya sil
(Bilgisayar) file delete
dosya sil
(Bilgisayar) delete files
dosya sil
(Bilgisayar) erase file
ekle sil
(Eğitim) add-drop
ekle-sil
(Eğitim) add-drop
etiket sil
(Bilgisayar) delete label
girdi sil
(Bilgisayar) delete entry
grubu sil
(Bilgisayar) delete group
grubu sil
(Bilgisayar) delete scheme
grup sil
(Bilgisayar) delete group
metni sil
(Bilgisayar) cleartext
nesne sil
(Bilgisayar) delete object
nokta sil
(Bilgisayar) delete point
sayfa sil
(Bilgisayar) delete page
sekme sil
(Bilgisayar) delete tab
sil
(Bilgisayar) delete of
sil
(Bilgisayar) remove

Tom removed his gun from his holster. - Tom silahını kılıfından çıkardı.

She removed her makeup and washed her face. - O, makyajını sildi ve yüzünü yıkadı.

sil
(Bilgisayar) delete it
sınıf sil
(Bilgisayar) delete class
veri sil
(Bilgisayar) delete data
sil
{f} expunging
sil
mop up
sil
wipe up
sil
{f} wiping

I am wiping my nose with a handkerchief. - Ben bir mendille burnumu siliyorum.

I saw Tom wiping his fingerprints off the doorknob. - Tom'un kapı tokmağından parmak izlerini sildiğini gördüm.

sil
{f} undone
sil
blank out
sil
strike out
sil
strike off
sil
expunge
sil
delete

Tom decided to delete his email address from every page on his website. - Tom web sitesindeki her sayfadan e-posta adresini silmeye karar verdi.

I carelessly deleted your e-mail address and had to ask Russell in New Zealand for it. - Ben dikkatsizce e-posta adresini sildim ve onun için Yeni Zelandadaki Russel'den rica etmek zorunda kaldım.

sil
wipe off

She used a damp rag to wipe off the dust. - Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.

Could you please wipe off the table? - Lütfen tabloyu siler misin?

sil
erase

May I borrow your eraser? - Silgini ödünç alabilir miyim?

He erased his speech from the tape. - Konuşmasını kasetten sildi.

sil
{f} erasing
sil
rub out

Rub out these words with your eraser. - Bu kelimeleri silginle sil.

sil
wipe

Tom turned on the windshield wipers. - Tom silecekleri açtı.

Tom wiped the tears from Mary's eyes. - Tom Mary'nin gözlerinden gözyaşlarını sildi.

sil
efface
sil
zap
sil
rub off
basit sil
(Jeoloji) simple sill
bunu sil
(Bilgisayar) delete this one
etkilenen tüm dosyaları sil
(Bilgisayar) delete all affected files
grafik sil
(Bilgisayar) delete chart
harita şablonu sil
(Bilgisayar) delete map template
ileti sil
(Bilgisayar) delete message
istemci sil
(Bilgisayar) delete client
kural sil
(Bilgisayar) delete rule
metin sil
(Bilgisayar) delete text
metin sil
(Bilgisayar) text delete
posta sil
(Bilgisayar) delete mail
rapor sil
(Bilgisayar) delete report
resim sil
(Bilgisayar) deletepicture
resimleri sil
(Bilgisayar) erase pictures
sahip sil
(Bilgisayar) delete owner
senaryo sil
(Bilgisayar) scenario delete
sil
ruboff
sil
jerk
sil
rubout
sil
sill

I wiped the window sill with a paper towel. - Bir kağıt havluyla pencere pervazını sildim.

sil
mopup
sonraki sözcüğü sil
(Bilgisayar) delete next word
sorgu sil
(Bilgisayar) delete query
stil sil
(Bilgisayar) delete style
tablo sil
(Bilgisayar) delete table
temizleyici sil
delete cleaner
tetik sil
(Bilgisayar) delete trigger
teyp sil
(Bilgisayar) erase tape
yinelenen sözcükleri sil
(Bilgisayar) delete repeated word
yol sil
(Bilgisayar) delete route
yolu sil
(Bilgisayar) delete route
yöntem sil
(Bilgisayar) delete method
zarf sil
(Bilgisayar) delete envelope
çerçeve sil
(Bilgisayar) delete frame
önceki sözcüğü sil
(Bilgisayar) delete previous word
özellik sil
(Bilgisayar) delete property
English - English

Definition of sîl in English English dictionary

sil
or Supported Independent Living Program ~ The Supported Independent Living Program provides subsidized housing for people with mental illnesses Community Mental Health Centre staff select people with mental illnesses to live in private market rental units, and non-profit mental health organizations to provide support services for residents BC Housing administers the subsidies, on behalf of the Ministry of Health
sil
Spousal Impoverishment Law
sil
Sector Inbound List
sil
= SPEECH-INTERFERENCE LEVEL A calculated quantity providing a guide to the interference of a noise with the reception of speech The speech-interference level is the arithmetic average of the octave band levels of the interfering noise in the most important part of the speech frequency range The levels in octave bands centered at 500, 1000, and 2000 Hz are commonly averaged to determine the speech-interference level
sil
An LCD module that has a single row of connection holes, and an LCD glass with a single contact edge
sil
An LCD module that has a single row of connection holes, and an LCD glass with a signle contact edge
sil
nIII: preference
sil
Standard Interchange Language A standard for data definition, maintenance and queries developed by independent grocery firms
Turkish - Turkish

Definition of sîl in Turkish Turkish dictionary

sil
Antik çağda çömlek yapımında kullanılan kil
SİL'
(Osmanlı Dönemi) (c.: Eslâ) Dağ yarığı
SİL'A
(Osmanlı Dönemi) Bedende olan ur
SİL'A
(Osmanlı Dönemi) Ticaret malı
SİL'A
(Osmanlı Dönemi) Sülük
MÜSTE'SİL
(Osmanlı Dönemi) Ele geçiren. MÜSTES'İD $ : (Sa'd. dan) Uğurlu sayan
MÜSTE'SİL
(Osmanlı Dönemi) (İstisal. dan) Kökünden koparan
TA'SİL
(Osmanlı Dönemi) (Asel. den) Bal katma, ballandırma
TE'SİL
(Osmanlı Dönemi) Tez etmek. Sür'atli yapmak