Kararı öğretmenimize bırakalım.
- Let's leave the decision to our teacher.
Yurtdışında okumaya karar verdim.
- I made a decision to study abroad.
Bir karar almak zorundayız.
- We have to make a decision.
Bazen çabuk karar almak önemlidir.
- Sometimes it is important to take a decision quickly.
Arkadaşlarımın kararlarını yargılamamaya çalışırım.
- I try not to judge my friends' decisions.
Yargıçlar bir karar verdiler.
- The judges made a decision.
Maria sonuçları unutarak her zaman aceleci kararlar veriyor.
- Maria is always making hasty decisions, forgetting about the consequences.
Bu kararın geniş ve ciddi sonuçları olacaktır.
- That decision will have wide and serious consequences.
Hükümetin kararı üzerine büyüyen öfke var.
- There's growing anger over the government's decision.
Japon hükümeti önemli bir karar verdi.
- The Japanese government made an important decision.