Biz bir şişe roze şarabı istiyoruz.
- We'd like a bottle of rosé.
Biz bir şişe roze şarabı istiyoruz.
- We'd like a bottle of rosé.
Bu olağanüstü bir roze şaraptır.
- This is an exceptional rosé wine.
Güller soldu ve Ania çok ağladı.
- Roses withered and Ania cried very much.
Gül yetiştirmekte iyiyim.
- I am good at raising roses.
Avrupa Birliği Fransız-Alman düşmanlığı üzerinde yükselmek için bir arzunun bir sonucu olarak oluşturuldu.
- The European Union was created as a result of a desire to rise above French-German enmity.
Onun ücret artışı ile ilgili ricasını neden geri çevirdin?
- Why did you turn down his request for a pay rise?
Geçen yıl fiyatlarda makul bir artış vardı.
- There was a modest rise in prices last year.
Bu politika, fiyatlarda büyük bir yükselişe neden oldu.
- This policy resulted in a great rise in prices.
Fiyatlar hâlâ yükseliştedir.
- Prices are still on the rise.
Ben her sabah her zaman altıda kalkarım.
- I always rise at six every morning.
Güneş her zaman doğudan doğar.
- The sun always rises in the east.
Endeks bir önceki aya göre % 4 yükseldi.
- The index rose 4% from the preceding month.
Yen dolar karşısında yükseldi.
- The yen rose to the dollar.
Biz bir şişe roze şarabı istiyoruz.
- We'd like a bottle of rosé.
Bir şişe roze, lütfen.
- A bottle of rosé, please.
Pembe ve gül benzer renklerdir.
- Pink and rose are similar colors.
Hayata pembe gözlüklerle bakıyor.
- She looks at the world through rose-colored glasses.
Bu olağanüstü bir roze şaraptır.
- This is an exceptional rosé wine.
Hayata pembe gözlüklerle bakıyor.
- She looks at the world through rose-colored glasses.
Davalı lütfen ayağa kalkın.
- The defendant will please rise.
Onunla maaş zammınızı ne zaman görüşeceksiniz?
- When are you going to approach him about your pay rise?
Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?
- Does depreciation of the yen give rise to inflation?
Bu nehir Nagano dağlarından kaynaklanır.
- This river rises in the mountains in Nagano.
Estetik kliniklerini ziyaret eden insanların sayısı bu son yıllarda artmaktadır.
- The number of people who visit aestethic clinics have been on the rise these last years.
Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
- Prices will continue to rise.
Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.
- The value of the dollar declines as the rate of inflation rises.
Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?
- Does depreciation of the yen give rise to inflation?
Onun ücret artışı ile ilgili ricasını neden geri çevirdin?
- Why did you turn down his request for a pay rise?
Ben, kalbim heyecanla atarken perdenin yükselmesini bekledim.
- I waited for the curtain to rise with my heart beating in excitement.
Fiyatlar yükselmeye devam etti.
- Prices continued to rise.
Güller soldu ve Ania çok ağladı.
- Roses withered and Ania cried very much.
Güller çiçek açmışlar.
- The roses are in bloom.
Erken yatıp ve erken kalkmak, bir adamı sağlıklı, varlıklı ve bilge yapar.
- Early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise.
Erken yatmak, erken kalkmak bir insanı sağlıklı, zengin ve akıllı yapar.
- Early to bed, early to rise makes a man healthy, wealthy and wise.
Amerika Birleşik Devletleri'nde sıcaklıkların artmaya devam etmesi bekleniyor.
- Temperatures in the United States are expected to continue to rise.
Şiddetli yağış son iki ayın günlük sebze fiyatlarının artmasına sebep oldu.
- The heavy rainfall has caused vegetable prices to rise daily for the last two months.
Bu nehir Nagano dağlarından kaynaklanır.
- This river rises in the mountains in Nagano.
rose pink colour:.
I beg your pardon, / I never promised you a rose garden. / Along with the sunshine, / There's gotta be a little rain sometimes.
She has always looked at life through rose-tinted glasses.
She has always looked at life through rose-tinted glasses.
She is a true English rose.
White and black added to the above combinations result in the quieter tones and tints of these — such as old rose, ashes of rose, salmon, red-brown, terra-cotta, brick red and the series of pinkish to orange greys.
misty rose colour:.
The governor just gave me a rise of 2-pounds-6.
And still the hours passed, and at last I knew by the glimmer of light in the tomb above that the sun had risen again, and a maddening thirst had hold of me. And then I thought of all the barrels piled up in the vault and of the liquor that they held; and stuck not because 'twas spirit, for I would scarce have paused to sate that thirst even with molten lead.
I went along up the bank with one eye out for pap and t'other one out for what the rise might fetch along.
The rise of his pants was so low that his tailbone was exposed.
The champion of corporate governance should smell like a rose. Instead, there's an unpleasant whiff of pork-barrel politics rising from the board.
you guys wasn't gettin' paid to leave the dogs to babysit the sheep while you stemmed the rose, from Brokeback Mountain.
... OBAMA: That's what I said. ROMNEY: You said in the Rose Garden the day ...
... People rose out of poverty, because everybody ...