Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

rope; string, wire; thread

listen to the pronunciation of rope; string, wire; thread
English - Turkish

Definition of rope; string, wire; thread in English Turkish dictionary

cord
{i} kordon

Polis bölgeyi kordon altına aldı. - Police cordoned off the area.

Sami, Leyla'nın boynuna bir kordon doladı ve onu ölümüne boğdu. - Sami put a cord around Layla's neck and strangled her to death.

cord
{i} bağ

O, kordonu makineye bağladı. - He connected the cord to the machine.

Gelişmekte olan bir embriyo, göbek kordonu yoluyla plasentaya bağlanır. - A developing embryo connects to the placenta via the umbilical cord.

cord
ip
cord
tel

Biz hala kablolu telefon kullanıyoruz. - We still use a corded telephone.

cord
{f} bağla

O, kordonu makineye bağladı. - He connected the cord to the machine.

Gelişmekte olan bir embriyo, göbek kordonu yoluyla plasentaya bağlanır. - A developing embryo connects to the placenta via the umbilical cord.

cord
şerit
cord
(ses) tel
cord
(Biyoloji) kord

O, kordonu makineye bağladı. - He connected the cord to the machine.

Gelişmekte olan bir embriyo, göbek kordonu yoluyla plasentaya bağlanır. - A developing embryo connects to the placenta via the umbilical cord.

cord
{i} ip, sicim, kaytan; kordon
cord
iple süslemek
cord
(Tıp) Kiriş, veter, tel, ip, kordon, chorda, tendo
cord
{f} iple bağlamak
cord
{i} (çalgı için) tel
cord
(isim) bağ, ip, kordon, sicim, şerit, fitil, fitilli kadife, fitilli kadife giysi, odun tartı birimi
cord
{i} sicim
cord
(fiil) bağlamak, kütükleri yığmak
cord
{i} fitilli kadife

Dimi ve fitilli kadife arasındaki farkı biliyor musunuz? - Do you know the difference between twill and corduroy?

Tom sık sık fitilli kadife pantolon giyer. - Tom often wears corduroys.

cord
5 metre küp hacminde bir odun tartı birimi
cord
kablo,v.bağla: n.kordon
English - English
{i} cord