Önemli bir rolüm var.
- I have an important role.
Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.
- This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.
Çevirmenin ikili bir görevi vardır.
- The interpreter has a double role.
Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
- I am sure you will take an active role in your new position.
Hepimizin çevresinde pek çok rol modeli vardı.
- There were plenty of role models all around us.
Tom benim rol modelimdi.
- Tom was my role model.
Ebeveynler çocukları için örnek alınan kimseler olmalı.
- Parents should be role models for their children.
Tom geleneksel cinsiyet rollerine inanır.
- Tom believes in traditional gender roles.
Sami, Leyla'nın oyununda farklı roller oynadı.
- Sami played different roles in Layla's play.
We get role cards in drama class telling us what our characters will be.
... underestimate the role of the irrational in our own lives. ...
... DAVID BECKHAM: I had a role model in football. ...